10 Ocak 2015
Aylardan Ocak ama Annecy’de bahardan kalma bir hava var şansımıza. Hafif bir soğuk ama pırıl pırıl parlayan güneş, tertemiz gölün güzel kokusu, kuşlar, kazlar, mutlu insanlar. Azıcık güneş gördük ya herkes pek bir mutlu.
Annecy, Cenevre havaalanına 30-35dk uzaklıktaki şirin bir Fransız şehri. Cenevre konumu dolayısıyla özellikle kış tatilleri için önemli bir iniş noktası olunca çevresindeki şehirler ilgi odağımız oldu ve burayı keşfettik. İyi de yapmışız çünkü Annecy küçük ama çok şirin bir şehir. Bir Fransız şehri olmasına karşın İsviçre etkisi hissediliyor. Gerki kim kimden etkilenmiş orası da tartışılır ya neyse.
Annecy, Fransa’nın Rhone-Alps bölgesinde, Annecy Gölü’nün (Lac d’Annecy) kuzey ucunca yer alan, şehrin içinden geçen çokça kanal nedeniyle de Fransa’nın Venedik’i olarak anılan şirin, küçük,romantik bir şehir. Kanallar etrafında inşa edilmiş şirin, zevkli döşenmiş evleri, uzun kadife perdeli, peynir kokan eski restoranları, dar taş sokakları, pırıl pırıl gölü ve çevresini sarmış Alpler’le, Annecy filmlerde ki eski Avrupa şehirleri gibi. Hatta bana biraz Heidi’nin çizgi filmini bile anımsattı diyebilirim. Burası baharda nasıl güzel olur tahmin edebiliyorum. Tüm bu güzelliklerin üstüne bir de binbir renk çiçekler açtığını düşünsenize.
Annecy bol bol yürüyerek keşfedilecek bir şehir. Herbir yanı ayrı güzel ayrı bir fotojenik. Bir gün fazlasıyla yeter diye düşünüyorum gezmek için. Ama Yazın gidecekseniz gölde yüzülüyormuş ve turkuaz renkli bu göl dünyanın en temiz göllerinden biriymiş haberiniz olsun belki daha fazla zaman ayırmak istersiniz. Ayrıca Annecy yaz ve bahar aylarında rüzgar sörfü, dalış, deniz bisikleti,kano, su kayağı, yamaç paraşütü, kaya tırmanışı gibi birçok aktiviteye de olanak sağlıyormuş. Bu özellikleri dolayısıylada adrenalin tutkunlarının uğrak merkezlerinden biri. Bizim burada bulunduğumuz mevsim dolayısıyla yapılabilecek en güzel aktivite bu güzel şehrin sokaklarını karış karış gezmek ve göl çevresinde bisiklete binmek oldu. Gölün çevresini keşfetmek için tekne turu da yapabilirsiniz.
Şehrin sokaklarından kamerama yansıyanlar…
Bu kadar gezmenin üzerine bu güzel şehir de bu şehre yakışır güzellikte bir restoran bulduk ara sokaklarda dolaşırken. L’Arbin (Adres: 5 Rue Saınte-Clare, Annecy) bir İsviçre restoranı ve menüsü de İsviçre mutfağından yemeklerden oluşuyor. Restoranın kapısından sonra koydukları uzun kadife perde, hafif loş ortam, yüksek tavanlar ve ahşap dekorasyon buraya ayrı bir hava hava vermiş. Eski çağlarda yemek yiyor gibiyiz. Tek kusurları Fransızca dışında bir dilde yazılmış menülerinin olmaması olsa da bizimle ilgilenen garson sağolsun tüm menüyü bize tercüme etti. Zaten İsviçre mutfağında ki seçeneklerlerde çok fazla değil bilindiği üzere. Seçimimiz başlangıç olarak şarküteri tabağı ve kırmızı şarap. Sonrasında da Alpler’e veda olarak Fondue oldu. Restoranın atmosferi öyle güzeldiki fondunün sıcağından fenalık gelmese kalkacağımız yoktu doğrusu.
Yemek sonrası Annecy gölünün kenarında dolaşıp, bisiklete binerek tüm günü geçirdik. Şehre doyamadığım gibi gölün çevresine de doyamadım maalesef. Güneş, pırıl pırıl su yazı hatırlattı tabi. Her ne kadar kış tatillerini sevsem de yazın yeri bir başka benim gönümde.
Annecy Gölü
Şehrin sokaklarında gezerken gözüme takılan şarküteri, pastane,hediyelikçi,çikolatacı…
Birazcık otelimizden bahsetmek istiyorum. Hiç özenmeden yolda internetten bakıp bulduğum bu 3*’lı otelden çok memnun kalınca yazmak istedim. Hotel Les Terrasses (Adres: 15 Rue Louis Chaumontel, 74000 Annecy, France). Tahmin edebileceğiniz gibi öyle çok lüks, şaşaalı, süper bir otel değil. Ama küçük, butik, güzel bahçesinde keyifle oturabileceğiniz ve komforlu odasında rahat edebileceğiniz şirin bir otel burası. Bir iki gecelik konaklamalar için çok ideal. Şehrin çok içinde değil ama 10dklık yürüyüşle ulaşabileceğiniz konumda.
Eğer yolunuz Cenevre’ye kadar düşerse güzel şehre biraz zaman ayırmamazlık yapmayın.
Yelda & Ömer
Bol tatilli günler…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder