18 Ocak 2012 Çarşamba

St. Moritz/İsviçre

Kalbim St Moritz'de kaldı...


Bu güzel şehri nasıl anlatsam, nereden başlasam bilemedim. St. Moritz, İsvicre'nın Graubünden kantonunun Engadin bölgesinde, uçsuz bucaksız gibi görünen Alpler'in arasında, kışın buz tutan gölün kıyısında, deniz seviyesinden 1856 m yükseklikte kurulu, dünyaca ünlü bir kayak ve tatil bölgesi. Doğu Alpleri'nin en yüksek tepesi olan Piz Bernina, şehrin birkaç km güneyinde bulunuyor. St. Moritz'in iki ayrı bölgesi var: Dorf ve Bad St. Moritz. Dorf,dünyaca ünlü markaların dükkanlarının olduğu caddeleriyle pahalı ve kalabalık, Bad ise Dorf'a güre daha mütevazi. Bir çok gezi sitesinde şık, zarif ve canlı olarak tanımlanan şehir, ünlü ve zenginlerin ikinci adresi olarak gösteriliyor. (Yani biz :) ) Nüfusu 5.600 olmasına karşın, yılda 250.000 (inanılmaz bir rakam) turistin buraya geldiği saptanmış. Ortalama yılda 322 gün güneşin parıldadığı St. Moritz, yazdan çok kış turizmi ile ünlü. 1928 ve 1948 Kış Olimpiyat Oyunları'na ev sahipliği yapan St. Moritz, toplam uzunluğu 350 km'yi bulan pistleriyle bir kayak ve snowboard cenneti (bizzat test edilmiştir). Bunun dışında, her yıl Şubat ayında, buz tutan göl üzerinde yapılan at yarışlarını izlemek için şehre 100.000'den fazla ziyaretçi geliyormuş. Tüm bu bilgilerden sonra söylememe gerek var mı bilmiyorum ama St. Moritz tahmin edebileceğinizden çok daha pahalı bir şehir maalesef. Şehir hakkında bu kadar bilgiden sonra gelelim bizim yaptıklarımıza...


İşte St. Moritz
2. gün sabah erkenden kalkıp, mükemmel manzaralı 3.5 saatlik bir yolculuktan sonra St. Moritz'deyiz. 
 Yoldan manzaralar...
Her zaman olduğu gibi önceden rezervasyonunu Expedia.co.uk'den yaptığım (hiç bir zaman rezervasyonsuz gitmeyiz sıkıntı oluyor) otelimizi bulup yerleştik. Albana Art & Genuss Hotel. Kapıdan girer girmez çok beğendiğimiz, şampanyalarımızı yudumlarken giriş işlemlerini yaptığımız otelimizi, restoranı, barı ve spa'sıyla tanıştıktan sonra daha da bir sevdik :). Bir de resim ekleyeyim sizin için.
Hemen kendimizi dağlara vurma isteğiyle, SkiService'den kayak ve snowboard'umuzu kiralayıp, soluğu pistlerde aldık. Kayak ve snowboard yapabileceğiniz bölgeleri gösteren bir haritayı hemen aşağıya ekledim. Pistlerle ilgili detaylı haritaları http://skimap.org/SkiAreas/view/1011 adresinden veya St.Moritz'e gittiğinizde otelinizden, tüm istasyonlardan yada merkezdeki büyük turist bürosundan edinebilirsiniz. Şayet o büro bizim çok işimize yaradı.

St. Moritz'de kaldığımız 3 gün içerisinde Corvatsch Salastrains ve Corviglia'da kayma, Pontresina'da da kızak (sled run diyorlar orada ) yapma imkanımız oldu. Uzunluğunu bilmeden çıktığımız kızak parkuru tam 4.2km'ymiş. Bilseydik yapmaya kalkışmazdık belki ama iyi ki yapmışız çok zevkliydi. Giderseniz bir kaç saatinizi buna ayırmanızı öneririm. Bu arada unutmadan, Salastrains'de trenden inip, faytonla pistlere kadar çıkmakta ayrı bir keyif. Düşünsenize faytonla Alpler'e tırmanmakkkkkkk :)


Faytonda
Kızak yaparken :)
Uzun bir pistten sonra :)



Şimdi de biraz restoranlarda ve gezilecek yerlerden bahsedelim. Tabi ki ilk gün geleneksel bir İsviçre yemeği olan fondue’yü deneyelim dedik. St. Moritz’de ki en iyi cheese fondue’yü Restaurant Engiadina’da ( http://www.restaurant-engiadina.ch/e_index.html ) yiyebileceğimizi öğrenip, soluğu Engiadina’da aldık. Kapıdaki tabelada Türkçe olarak yazan Hoş geldiniz yazısı çok hoşumuza gitti. Hiç dönerciye rastlamadığımız St. Moritz’de bu yazı ilginçti doğrusu. Ahşap dekoruyla restoran çok sıcak ve sevimli geldi bize. Kırmızı şarap ve dry beef dedikleri çemensiz pastırmayı andıran et sipariş ettik ilk olarak. (resimlerini ekliyorum) Daha sonra beklenen an geldi ve fondue. Sunum görünüş hepsi çok güzeldi fakat lezzeti için aynı şeyi söyleyebilmem imkansız. Soran olursa denemeyin derim.
Bu meşhur yemeğin hikayesi de şöyle: Bundan yüzyıllar öncesinde İsviçreliler yaz sonunda ve sonbaharda, kış boyunca erzak olarak tüketmek için ekmek ve peynir üretip depolarmış. Ancak zamanla bu ekmekler bayatlayıp sertleşir ve bazen ancak baltayla doğranacak hale gelirmiş. Peynirler de gün geçtikçe taşlaşırmış. Ama zamanla, yine İsviçre’nin yöresel bir ürünü olan şarabı bu sertleşmiş peynirle karıştırıp ısıttıklarında kalın ve lezzetli bir sos elde edebildiklerini görmüşler. Dahası, bayat ekmekleri bu sosa bandırdıklarında ekmekler yumuşayıp yenebiliyor, hatta bayağı lezzetli bir hal de alıyormuş. İşte bunun üzerine aileler ocağın önüne dizilir, ateşin üzerindeki kara tencerede kaynayan bu sosa bandıra bandıra yeni keşfettikleri bu yemeği yermiş.



İkinci akşam Hauser’de ( http://www.hotelhauser.ch/en/restaurant/pioeda-hot-stone.html ) yedik. Burası Hotel Hauser’in restoranı ve Piöda ile ünlü. Piöda aslında bizim kendin pişir kendin ye’nin modernleştirilmiş hali. Seçiminize göre çiğ olarak gelen etleri masaya gelen yuvarlak sıcak taş üzerinde pişirip, değişik soslar ve mezelerle beraber yiyorsunuz.  Menüde 20’den fazla et çeşidi arasında  at, eşek ve timsah eti dahi vardı. Bizim seçimlerimiz ise dana, kuzu, tavuk, bizon ve kangurudan yana oldu. Tatlı olarak seçimimiz ev yapımı profiterol’ü yiyecek halimiz kalmadığından, ertesi gün kayak dönüşü tekrar gelip, kahvelerimiz eşliğinde profiterolümüzü de yedik. Güzel olmasına güzeldi ama İnci ve Manolya Pastanelerininkinin yanında hiçbir şey. Ve resimler J

Üçüncü gün akşamı dağlar bizi o kadar yormuştu ki, gidip yemek yiyecek halimiz olmadı. Otelin restoranında bir şeyler yedik. Aslında menümüzde Schnitzel olacaktı.

Öğlen yemeklerimizi ise Alpler'deki restoranlarda yedik. Özellikle patates kızartmasını bu denli başarılı yapmalarından dolayı İsviçreliler'i kutluyorum.



Gelelim St. Moritz’de gezilecek yerlere. Çok fazla seçeneğiniz yok aslında. Chantarella’ya çıkan fünikülere binip St. Moritz’i tepeden izleyebilirsiniz ya da Via Serlas ve Via Maistra boyunca lüks alışverişin tadını çıkarıp fütursuzca para harcayabilirsiniz. Kısaca bulabileceğiniz mapazalar şöyle: Louise Vuitton, Bulgari, Rolex, Moncler, Gucci, Chanel, Prada, Roberto Cavalli... Benim payıma bunlardan bir Moncler mont ve bir Gucci gözlük düştü. J Eşime sevgilerrrrr. Bu arada muhteşem çikolataların olduğu dükkanlara girip İsviçre çikolatalarından almadan dönmeyin. Ve her zaman olduğu gibi resimler...



















 


Bir daha ki yazıda görüşmek üzere...

Yelda & Ömer








9 yorum:

  1. Bence en guzel yerlerden birini secmissiniz, ustelik St Moritz biraz Almanca hakimiyetinde olan ama İtalya'ya da yakın bir bolge, o sebeple St Moritz'in otel, bina, dukkan ve restoranlarında hem Avusturya ve hem de Kuzey İtalya sud Tirol mimarisinin izleri var, dahası ve o yorenin insanlarında, İsvicre'nin Fransa'ya yakın batı tarafındaki diger bolgelere gore, sanki biraz Avusturya ve biraz da Kuzey İtalya sıcaklıgı var burada. Ustelik zaten gercekten cok guzel bir yer, hatta ve bana gore belki de golleriyle yazın da cok guzel. Allah icinize sindirsin ve acilen tekrarını da nasip etsin, ama belki de bu defa ve benim onerdigim o baska bolgeler olsa daha da iyi olabilir. Fakat bir esas Tirol'cu olarak; siz yine de, Tirol'leri de gozden uzak tutmayın derim sizlere nacizane.

    Saygı ve sevgiler.
    Oner Govsa

    YanıtlaSil
  2. Harikasiniz.. Cok sevdim blogunuzu.. Boyle seyahat eden uyumlu ciftler gormek cok keyifli.. Takipteyim ;)

    Bu arada aklinizda olsun Isvicre'nin raclette adinda muhtesem bir peyniri var ve patates ile birlestirdikleri sahane bir yemekleri.. Ozel raclette baharatlari ile gercekten cok lezzetli bir tad oluyor.. Bir daha Isvicre semalarinda seyahat ederseniz mutlaka deneyin derim tabi iyi bir kirmizi sarap ile de yemekte fayda var ;) - mantik olarak bizim kumpirimize benziyor ama raclette peynirinin tadi muhtesem-

    sevgiler ve tekrar tebrikler :)
    lulu's life
    lokturk.blogspot.com

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Onerileriniz icin cok tesekkurler.Birdahaki Isvicre seyahatimizde deneyecegiz. :)

      Sil
  3. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  4. Harita olsun, fotoğraflar olsun, çok güzel anlatmışsınız. St. Moritz gerçekten de İsviçre'nin en popüler kayak merkezlerinden biri. Eğer yolumu St. Moritz'den geçirebilirsem kesinlikle blogunuzdan faydalanacağım :)

    Ben de İsviçre'de önce bir Erasmus öğrencisi, sonrasında da yüksek lisans öğrencisi olarak karşılaştığım olayları, gezdiğim yerleri, buralarda nasıl yaşanabileceğini kendi çapımda blogumda açıklıyorum. Bir göz atmak isterseniz beklerim. Belki Avrupa'daki bir sonraki gezi rotanızı çizmekte de yardımcı olabilirim, çünkü elimden geldiğinizce seyahat etmeye çalışıyorum. İyi günler :)

    http://soundofsilence8.blogspot.com

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ocak'ta ki Cenevre tatilimi planlama asamasindayken blogunuz ilac gibi geldi. ;) bundan boyle takipteyim.

      Sil
  5. Merhaba,
    Fotoğraflar çok güzel, baktıkça bakasım geldi. Biz de eşimle balayı için gitmiştik İsviçre' ye ve hayran kalmıştık. Özellikle dediğin gibi patatesleri muhteşem. Ben de blogumda İsviçre gezimizin detaylarını yazıyorum. Bitmedi ama devamı gelecek ;)

    İlgilenenler için;
    http://www.tidyghost.com/2014/11/isvicre-gezimiz-vol1-on-hazrlk.html
    http://www.tidyghost.com/2014/12/isvicre-gezimiz-vol2-thun-interlaken.html
    http://www.tidyghost.com/2015/01/isvicre-gezimiz-vol3-montreux-mine-sel.html

    YanıtlaSil
  6. Merhaba,

    Blog yazınızı okudum. Çok güzel ve faydalı bir gezi yazısı olmuş. Sayfanızdan okuduklarımızı da dikkate alarak biz de eşimle beraber St. Moritz'de bir hafta geçirdik. Vesileyle bende yazımı burada sizinle paylaşayım.

    https://orcun.baslak.com/isvicre-st-moritzin-daglarinda-gunese-karsi/

    Belki sizin de gitmek istediğiniz bir güzergahı biz daha önceden gezmişizdir.

    Selamlar,

    YanıtlaSil

/*Sayfa numaralandırma*/