Oturur oturmaz gelen 3 çeşit mezeyle kırmızı şarabımızı (şarabın masaya getirildiği küçük karaflara bayıldım) yudumladıktan sonra patates çorbası ve salatayla devam ettik.


Asıl resital tabi ki ana yemekle başladı. Tadı hala damağımda. Ben yanında ızgara patates ve havuç püresiyle gelen yumuşacık bifteği tercih ederken, Ömer daha önce böyle lezzetli ve yumuşağını tatmadığımız yanında ıspanak ve havuç püresiyle gelen şefin spesiyali olan kuzu etinden yapılan yemeği seçti. Kuzu eti kokar diyerekten o yemeği yemediğime hala pişmanım.
Ve ve ve TATLI. Almanca olan menüden tatlıyı beğenemeyip seçimi şefin bize uygun göreceği iki değişik lezzete bıraktık. Olamaz böyle tatlar. Resimler hemen yan tarafta :)
Ve ve ve TATLI. Almanca olan menüden tatlıyı beğenemeyip seçimi şefin bize uygun göreceği iki değişik lezzete bıraktık. Olamaz böyle tatlar. Resimler hemen yan tarafta :)

Yemekten sonra kısa bir Memmingen turu yapıp otelimize döndük. Saat 23.00 suları olduğundan merkez hayalet şehir havasındaydı. Dönüşte birkaç saat erken gelip, gezme fırsatını bulduğumuz Memmingen, çok küçük ama şirin bir şehir. 43.000 nüfuslu şehrin 3000 kadarını Türkler oluşturuyormuş (orada karşılaştığımız bir Türk bayandan öğrendik). Eğer bir gün yolunuz Memmingen'e düşerse, bir kaç saatinizi ayırıp kısa bir şehir turu yapıp, alışveriş yapın(bayanlar gerçekten güzel ayakkabılar vardı ben birkaç çift aldım) ve Erkeimer Landhouse'un restoranında bir akşam yemeği yemenizi tavsiye ederiz. İşte fotoğraflar :) Son gün dönüş yolunda pek fotoğraf çekmemişiz o nedenle bazı fotoğraflar web den.
Sonraki istikamet St Moritz/İsviçre. Byeee :)
Yelda & Ömer
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder