28 Ocak 2012 Cumartesi

Alicante / İspanya

Nisan, 2011 ve biz İspanya'dayız. Rotamız Alicante, Valencia, Madrid ve Toledo.

Alicante, İspanya’nın güneybatısında, İspanya’nın en güzel sahillerine sahip şehirlerinden biri.
Alicante Havaalanından arabamızı kiralayıp kalacağımız otel olan Alicante Hills'e (http://www.alicantehills.com/) doğru yola çıkıyoruz. Havaalanından çıkar çıkmaz yüzümüze vuran portakal kokusunu anlatmam mümkün değil.Sırf bunun için bile buraya gelmeye değer. Otel, şehir merkezinden biraz uzakta olsa da biz çok beğendik.Tavsiye ederiz.

Otele yerleşir yerleşmez, havaalanından topladığım haritaları ve her zaman olduğu gibi önceden topladığım bilgileride alarak düşüyoruz yollara.
alicante-map  
Alicante'deki maceramız sahildeki yürüyüş alanları ve cafelerle dolu Explanada de Espana'da başlıyor. Caddenin hemen başında ki parkta (Parque de Canalejas) devasa Kaucuk ağaçlarını (Ficus elastica) görebilirsiniz. Cadde boyunca küçük hediyelikler alabileceğiniz stantlar mevcut.
          
Kauçuk Ağacı                                                          Explanada de Espana
Yürüyüş sırasında mis gibi deniz havası ve akdeniz güneşi karnımızı acıktırdı ve sahildeki restoranlardan birine oturup, denize karşı Paellamız yeyip biraz dinlendikten sonra gezimize devam ettik.
Cadde boyunca yürürken marinadaki muhteşem yatlara bakmadan geçmeyin. Plaza Puerta del Mar’a geldiğinizde  otelleri, şık restoranları ve barları, ve onun da ötesinde ince beyaz kumlarıyla uzun plaj Playa del Postiguet’i görebilisiniz. Yukarıda, Benacantil Dağı’na doğru bir bakış atarsanız,tüm ihtişamıyla kentin sembolü Castillo de Santa Barbara (Santa Barbara Kalesi)'yı göreceksiniz. Kale, İspanya’daki en büyük otaçağ kalelerinden biri ve muhteşem bir manzaraya sahip. Plajdan kalaye çıkan modern asansörü kullanıp yukarı çıkabilirsiniz.
Kaleden fotoğraflar…
 (56) 07042011 (70) 07042011

(50) 07042011   (60) 07042011
Kaleden inip, Plaza Puerta del Mar’da şehrin iç tarafına doğru yürüdüğünüzde barok tarzda inşa edilmiş Ayuntamiento (Belediye Binası)’nı görebilirsiniz. Bina 18.yy’da mimar Lorenzo Chápuli tarafından inşa edilmiş.
untitled
Ayuntamiento (resim alıntıdır)
Meydandan iç tarafa doğru yürümeye devam ettiğinizde ilk sağ sokakta Santa Maria kilisesini, düz devam ettiğinizde ise Saint Nicholas katedralini görebilirsiniz. Santa Maria kilisesi, 14.yy’da Araplar tarafından cami olarak yaptırılmış daha sonra kiliseye çevrilmiş.

(26) 07042011
 Ve Mercado Central (pazar yeri) biseyler atıştırmak ve küçük hediyelikler almak için gidilebilecek bir pazar. Sıcak Alicante günlerinde pazarın hem girişindeki cafelerde soğuk bir biranın yerini hiç birşey tutmuyor.
Nisan olmasına rağmen hava o kadar sıcakki müzelere zaman ayırmak istemedik ve Alicante’nin uçsuz bucaksız sahillerine attık kendimizi.


Alicante’deki ilk ve son akşam (yarın yolculuk Valencia’ya) yemeğimizde internette çok tavsiye edilen meşhur tapas restoranı Lizarran’ın yolunu tuttuk. (Adres: Rambla Mendez Nunez,18) Çok fazla söze gerek yok anlatılmaz yaşanır diyorum ve sizi fotoğraflarla başbaşa bırakıyorum.
(176) 09042011  (178) 09042011(216) 09042011 (72) 07042011
(212) 09042011
 Lizarran’da değişik bir uygulama var. Yiyebildiğiniz kadar tapas yiyorsunuz sıra hesap ödemeye gelince tabağınızdaki kürdanları sayıp ona göre ödeme yapıyorsunuz.





Valencia yazısıyla görüşmek üzere…

Yelda & Ömer

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

/*Sayfa numaralandırma*/